Bilinen ilk şair, Aprın Çor Tigin’dir. Bu nedenle pek çok kaynakta Aprın Çor Tigin’in, adı bilinen en eski Türk şairi sayılabileceği belirtilmektedir. Turfan kazılarında bulunan bu şiirler ilk kez A. von Le Coq tarafından 1919 yılında yayımlanmıştır.
Bu şairin elimize geçen iki şiirinden ilki, üç dörtlükten oluşan ve ilâhî tarzında yazılmış bir övgüdür. İlk dörtlüğü zedelenen bu şiirin ikinci ve üçüncü dörtlükleri şöyledir:
Bilegüsüz yiti vaj[ır ti]yür Bilenmeden keskin (olan) elmas(tır) derler;
Bilegüsüz yiti vajı[r ti]yür Bilenmeden keskin (olan) elmas(tır) derler;
Vajırda ötvi biligligim tözünüm yarukum Elmastan daha keskin bilgilim, asilim, ışığım,
Vajırda ötvi biligligim bilgem yangam Elmastan daha keskin bilgilim, bilgem, filim.
Kün tengri yarukın teg köküzlügüm bilgem Gün Tanrıışığı gibi göğüslüm bilgem,
Kün tengri yarukın teg köküzlügüm bilgem Gün Tanrı ışığı gibi göğüslüm bilgem;
Körtle tözün tengrim külügüm küzünçüm Güzel (ve) asil Tanrım, ünlüm, koruyanım!
Körtle tözün tengrim burkanım bulunçsuzum Güzel (ve) asil Tanrım, Buda’m, bulunmazım!
BİR BAKIŞIN
Senden baska kimse degil yarama care
Sarmasan da bir bakisin yeter
Kuru dallarimi yesertmeye...
Kasirga ol ben dayanirim
Ruzgar ol oksa kuru govde mi
Sonunda birakacagin
Yagmur damlasi degil mi
Raziyim sarmasan da beni
Bir bakisin yeter
Yeniden yesertmeye
Balta yemis govdemi
Senden baska kimse degil yarama care
Sarmasan da bir bakisin yeter
Kuru dallarimi yesertmeye...
Kasirga ol ben dayanirim
Ruzgar ol oksa kuru govde mi
Sonunda birakacagin
Yagmur damlasi degil mi
Raziyim sarmasan da beni
Bir bakisin yeter
Yeniden yesertmeye
Balta yemis govdemi
Gökhan ÖZKAN
27.08.2017. 01:30
27.08.2017. 01:30
SEVGİLİ
kasınçığımın öyü kadgurar men
kadgurdukça
kaşı körtlem
kavışıgsayur men
Yavuklumu düşünüp dertleniyorum.
dertlendikçe
kaşı güzelim
kavuşmayı özlüyorum
.....

NEYE YARAR
ne geri gelecek geçen yıllar
ne sarılacak ölen babalar
büyüyünce çocukların kalbi yanar
yok öyle mutlu bir dünya güzelim
ne sarılacak ölen babalar
büyüyünce çocukların kalbi yanar
yok öyle mutlu bir dünya güzelim
paran olsa neye yarar baban yoksa
sevgili neye yarar senin için ağlamıyorsa
dost neye yarar
kardeş gibi sarılmıyorsa
ve sigara
neye yarar acını dindirmiyorsa
yazma söylediğim herşeyi yetmez defterin
kırılır kalemin, sustu dilleri gecenin
tan ağarırken içi burkulur insanın
eksiktir bir tarafı
hele ki yoksa insanın babası
KAÇINCI UYKUSUZ GECE
iki gün üç gün beş gün
al canımı ömrüm senin ömrün
gözyaşı değil kandır gördüğün
bu kaçıncı uykusuz gece bilmiyorum
al canımı ömrüm senin ömrün
gözyaşı değil kandır gördüğün
bu kaçıncı uykusuz gece bilmiyorum
sanki canımdan öte bir can var
içimde senden öte rab sevgisi var
bende çok büyük bir sabır var
lakin
bu kaçıncı uykusuz gece bilmiyorum
içimde senden öte rab sevgisi var
bende çok büyük bir sabır var
lakin
bu kaçıncı uykusuz gece bilmiyorum
canın değil canım yanıyor
sen küssen hayallere
öfkem dünyaya ateş saçıyor
yarın gün ağardığında
sabah ezanı okunduğu anda
ismini okuyunca kuşlar gün ağarırken
çık da gel artık çık da gel
derman kalmadı aciz bedenimde
bu kaçıncı uykusuz gece bilmiyorum
bir görsen koşardın sevgilim
yine ağlıyor ağlıyorum..
sen küssen hayallere
öfkem dünyaya ateş saçıyor
yarın gün ağardığında
sabah ezanı okunduğu anda
ismini okuyunca kuşlar gün ağarırken
çık da gel artık çık da gel
derman kalmadı aciz bedenimde
bu kaçıncı uykusuz gece bilmiyorum
bir görsen koşardın sevgilim
yine ağlıyor ağlıyorum..
yeniden doğup koşarak yarın gelecek sevgilime...
BİR GUN ANLARSAN
Yok ki dogrulugu durustlugu olsun
Yok ki saatleri saadetin gunleri olsun
Herseyi yalan herseyi emanet
Dostlugu dusmanligi bir yana dursun
Yok ki saatleri saadetin gunleri olsun
Herseyi yalan herseyi emanet
Dostlugu dusmanligi bir yana dursun
Biz gectik tanimadigin o hayattan
Belki aldanirdin varlikli olsan
Hep eksik basladik bu oyunlara
Sorma daglara taslara nasil diye
Anlarsan birgun o pismanligin
Bicagi dayar kalbine anlarsan...
Belki aldanirdin varlikli olsan
Hep eksik basladik bu oyunlara
Sorma daglara taslara nasil diye
Anlarsan birgun o pismanligin
Bicagi dayar kalbine anlarsan...
AŞK ALLAH DAN
yüreğinde bir yosun tabakası
hangi hüznün çıkmaz sokağı
terkedilmiş kapkaranlık odaları
gel de bir bak ardında bıraktıklarına
hangi hüznün çıkmaz sokağı
terkedilmiş kapkaranlık odaları
gel de bir bak ardında bıraktıklarına
senin için nelerden vazgeçti
güldüler sövdüler aldırış etmedi
gözlerime bakınca sarılıp ağlıyor
dostum ne halde gel de bak şimdi
güldüler sövdüler aldırış etmedi
gözlerime bakınca sarılıp ağlıyor
dostum ne halde gel de bak şimdi
beddua eder mi insan sevdiğine
eyvallah deyip de geçer
sevdiği darağacına götürse
aşk Allahtan dünya sınav yeriyse
bütün bedenler toprağa gidecekse
kırık bir cam gibi dönecek özüne
dostum yaşayan bir ölü artık
gel de cenaze duasını et şimdi
eyvallah deyip de geçer
sevdiği darağacına götürse
aşk Allahtan dünya sınav yeriyse
bütün bedenler toprağa gidecekse
kırık bir cam gibi dönecek özüne
dostum yaşayan bir ölü artık
gel de cenaze duasını et şimdi
07.09.2016
içim yanıyor dersem eğer
ateş olup küle dönmek değil ki
ellerim titriyor dersem eğer
kalem tutup yazamıyorum dersem
yanaklarım ıslanıyorsa eğer
vedasız çekip gitmendendir baba
ateş olup küle dönmek değil ki
ellerim titriyor dersem eğer
kalem tutup yazamıyorum dersem
yanaklarım ıslanıyorsa eğer
vedasız çekip gitmendendir baba
huzur içinde yat babacığım
seni çok seviyoruz...
seni çok seviyoruz...
Her kizdigimda her kustugumde
Donup bir daha bakiyorsam sana
Ve her kufrettigimde yeter dedigimde
Bir sigara yakip affet diyorsam masumca
Gel askinin kudretini sen dusun gayri
Donup bir daha bakiyorsam sana
Ve her kufrettigimde yeter dedigimde
Bir sigara yakip affet diyorsam masumca
Gel askinin kudretini sen dusun gayri
EN CESUR EN NARİN
En buyuk duamdin sen
Kader ki o zamanini bekleyen
Arkadas oldun es oldun
Yuregimin en cesur en narin yeri
Kader ki o zamanini bekleyen
Arkadas oldun es oldun
Yuregimin en cesur en narin yeri
Yolumuz uzun yolumuz yorucu
Ardimiza hic bakmadan
Esen ruzgara aldirmadan
El ele gidecegiz
Ve gorecegiz cennetin yolunu
Ardimiza hic bakmadan
Esen ruzgara aldirmadan
El ele gidecegiz
Ve gorecegiz cennetin yolunu
Mutlulugun anlami yok uzulmedenGulumsemenin anlami yok aglamadan
Kifayetsiz bir dert sensiz hayat
Hangi guzel soz anlatir bu aski
Seni seviyorum en derinden
Ve sen
Hep saril boynuma tut ellerimi
Yuregimin en cesur en narin yeri
GÖKHAN ÖZKAN
Ey masum bakislarina aldandigim
Zamani ugruna tukettigim
Kendimi paraladigim hayalim
Kasvetli siirlerimin baslangici
Yanliz gecelerimin yazari
Bilemedik husranlarin gelecegini
Umutlarimizin yitirilmisligi ile kaldik
Sen yanliz ben yanliz
Sandikki dunyada bir biz aldandik
Zamani ugruna tukettigim
Kendimi paraladigim hayalim
Kasvetli siirlerimin baslangici
Yanliz gecelerimin yazari
Bilemedik husranlarin gelecegini
Umutlarimizin yitirilmisligi ile kaldik
Sen yanliz ben yanliz
Sandikki dunyada bir biz aldandik
GÖKHAN ÖZKAN
Bir bahar yagmuruydun tanidigimda
Sardin ilik ruzgarlarla icimi sevdim seni
Simdilerde hava soguk mevsim kisa dondu
Bir bicak gibi buz gibi deliyor damlalarin
Canim aciyor yagmura karisiyor kanim
Kapat sen kapat yaralarimi
Sevginle gozlerinle sozlerinle
Sar bedenimi sicacik ellerinle
Sardin ilik ruzgarlarla icimi sevdim seni
Simdilerde hava soguk mevsim kisa dondu
Bir bicak gibi buz gibi deliyor damlalarin
Canim aciyor yagmura karisiyor kanim
Kapat sen kapat yaralarimi
Sevginle gozlerinle sozlerinle
Sar bedenimi sicacik ellerinle
GÖKHAN ÖZKAN
sarılıyorum kollarına boynuna hayata sarılır gibi
nefen alıyorsam yaşıyorsam sebebi sensin
gülümsüyorsun gözlerimin içine doğru
her dakika güneş sabahın en güzel vakti
bu aşktır en derinlerinde kalbimin
sana hep o ilk tutulduğum andaki gibi
nefen alıyorsam yaşıyorsam sebebi sensin
gülümsüyorsun gözlerimin içine doğru
her dakika güneş sabahın en güzel vakti
bu aşktır en derinlerinde kalbimin
sana hep o ilk tutulduğum andaki gibi
önümde derin sular evvelden korktuğum
gözü kara yürüyorum içine doğru
karşıdan uzanan senin ellerin
bir aşarsam bu deli çağlayanları
o gün sana ebediyen kavuşacağım
biliyorum...
gözü kara yürüyorum içine doğru
karşıdan uzanan senin ellerin
bir aşarsam bu deli çağlayanları
o gün sana ebediyen kavuşacağım
biliyorum...
GÖKHAN ÖZKAN
SENSİZ
geceler sessiz geceler sensiz
yalnızlık
ilk defa yanımda yoksun
alışkın değilim ve alışmak istemediğim
çık gel diyeceğim en uzaklardan
çok ağır gözlerimin içi
kaldıramıyorum yerden bakışlarımı
ve sanki ayıpmış gibi saklıyorum
gözlerimin içinde ıslaklığı
aklım oyun oynuyor gibi bu aralar
birden dönüp bakıyorum ayak seslerine
kapının önünden geçen insanlar
sonra zilim çalıyor fırlıyorum yerimden
bazen kapıcı bazen postacı
gözlerim yine devriliyor
tadım hiç yok sensiz inan ki
bir okursun bu sözlerimi
seni ne kadar özlediğimi
anlatamasa da bu telefonlar
sesimi gizlesem hani
ve bir serçe kadar ürkek titreyişini
yutkunuyorum topluyorum kendimi
iyiyim ben diyebiliyorum
dön desem hani
daha bende sabır taşı kırılmamışken
ve biraz daha ümidim varken
sen orada yalnız ben burda yalnız
sensiz bu şehir çok ıssız
söz geçmiyor kalbe akla
bir an önce dön gel sarıl boynuma
yalnızlık
ilk defa yanımda yoksun
alışkın değilim ve alışmak istemediğim
çık gel diyeceğim en uzaklardan
çok ağır gözlerimin içi
kaldıramıyorum yerden bakışlarımı
ve sanki ayıpmış gibi saklıyorum
gözlerimin içinde ıslaklığı
aklım oyun oynuyor gibi bu aralar
birden dönüp bakıyorum ayak seslerine
kapının önünden geçen insanlar
sonra zilim çalıyor fırlıyorum yerimden
bazen kapıcı bazen postacı
gözlerim yine devriliyor
tadım hiç yok sensiz inan ki
bir okursun bu sözlerimi
seni ne kadar özlediğimi
anlatamasa da bu telefonlar
sesimi gizlesem hani
ve bir serçe kadar ürkek titreyişini
yutkunuyorum topluyorum kendimi
iyiyim ben diyebiliyorum
dön desem hani
daha bende sabır taşı kırılmamışken
ve biraz daha ümidim varken
sen orada yalnız ben burda yalnız
sensiz bu şehir çok ıssız
söz geçmiyor kalbe akla
bir an önce dön gel sarıl boynuma
GÖKHAN ÖZKAN 10.09.2014 B&G
BİTMESİN RABBİM
korkuyorum rüya gibi bitse bir gün
korkuyorum uykularım acıyla dolsa bir gün
aklımdayken verdiğin tek bir sözün
bitmesin rabbim bitmesin bitmesin
korkuyorum uykularım acıyla dolsa bir gün
aklımdayken verdiğin tek bir sözün
bitmesin rabbim bitmesin bitmesin
böyle bir sevgi böyle bir gözyaşı
mutluluk içinde gizli korku ve acı
bir tutam mutluluk korkum onsuzluk
bitmesin rabbim bitmesin bitmesin
mutluluk içinde gizli korku ve acı
bir tutam mutluluk korkum onsuzluk
bitmesin rabbim bitmesin bitmesin
görürken gözlerim aşkı sadıklığı
yaşarken benliğim böyle özlem duymayı
rabbim yazdıysa bozsun anılarla avunmayı
bitmesin rabbim bitmesin bitmesin
yaşarken benliğim böyle özlem duymayı
rabbim yazdıysa bozsun anılarla avunmayı
bitmesin rabbim bitmesin bitmesin
çok seviyorum öyle çok canımın parçası
yanıyorum düşünsem dönüp uzaklaştığını
sesindeki aşkın adı tadı
bu hayatımın nefes alışımın
bunların bahanesinin bir tek adı
sen ayırma allahım ayırma gitmesin
kader bizi ayrılığa yazmasın
bitmesin allahım bitmesin bitmesin
yanıyorum düşünsem dönüp uzaklaştığını
sesindeki aşkın adı tadı
bu hayatımın nefes alışımın
bunların bahanesinin bir tek adı
sen ayırma allahım ayırma gitmesin
kader bizi ayrılığa yazmasın
bitmesin allahım bitmesin bitmesin
GÖKHAN ÖZKAN
BELKİ VURURUM
olacaklardan korkmuyorum kararttım gözümü
çektim silahımı kadere namluda bir mermi
parmağım tetikte alnına aldım hedefi
ya ölene dek mutlu olurum
ya boylarım sonunda cehennemi
çektim silahımı kadere namluda bir mermi
parmağım tetikte alnına aldım hedefi
ya ölene dek mutlu olurum
ya boylarım sonunda cehennemi
olacaklardan korkmuyorum
açtım kalbimdeki çelik yeleği
kaderin elindeki bıçakta kan lekesi
öldürmedi de yüreğime güç verdi
gözyaşlarımdan gayrı korkmuyorum
belki bezdiririm kötü talihi
açtım kalbimdeki çelik yeleği
kaderin elindeki bıçakta kan lekesi
öldürmedi de yüreğime güç verdi
gözyaşlarımdan gayrı korkmuyorum
belki bezdiririm kötü talihi
gidenlere ahım olsun
geceleri uykusuz beddua dolsun
sen bırakma elimi sar bedenimi
belki vururum tam alnından kaderi
biliyorum gayrı talihin pes edeceğini
görüyorum mutluluğu
hissediyorum senin nefesini
geceleri uykusuz beddua dolsun
sen bırakma elimi sar bedenimi
belki vururum tam alnından kaderi
biliyorum gayrı talihin pes edeceğini
görüyorum mutluluğu
hissediyorum senin nefesini
gökhan özkan 25.11.2013 saat:02:20
GÖNÜL SANIK BEN HAKİM
kapanır kapılar söner ışıklar
susar diller ıslanır gözler
batar güneş batar da
yalnızlaşır caddeler
kalan gece yarısı o saatte
binlerin gezdiği o yerlerde
bir ben bir sigaram elimde
dumanı tüttükçe dalar düşüncelere
düşüncelerin en derinliğinde
her hazin hikayesiyle
yüreğimi asarım
son arzusunu sormadan
gözyaşlarına acımadan
yitirdiğim gençliğin
kaybettiğim mutlu günlerin
uğradığım ihanetlerin
dizlerimdeki dermansızlığım
yitirdiğim yaşama heyecanımın
intikamını alırcasına
ben her akşam aynı yerde aynı caddede
hikayenin başladığı bittiği yerde
herkes yuvasına girdiğinde
ben her gece
gönlümü idam ederim
gönlüm sanık aklım hakim
gerçekler savcı olur
yüreğimi infaz ederim
susar diller ıslanır gözler
batar güneş batar da
yalnızlaşır caddeler
kalan gece yarısı o saatte
binlerin gezdiği o yerlerde
bir ben bir sigaram elimde
dumanı tüttükçe dalar düşüncelere
düşüncelerin en derinliğinde
her hazin hikayesiyle
yüreğimi asarım
son arzusunu sormadan
gözyaşlarına acımadan
yitirdiğim gençliğin
kaybettiğim mutlu günlerin
uğradığım ihanetlerin
dizlerimdeki dermansızlığım
yitirdiğim yaşama heyecanımın
intikamını alırcasına
ben her akşam aynı yerde aynı caddede
hikayenin başladığı bittiği yerde
herkes yuvasına girdiğinde
ben her gece
gönlümü idam ederim
gönlüm sanık aklım hakim
gerçekler savcı olur
yüreğimi infaz ederim
GÖKHAN ÖZKAN
GÖNÜL ELVEDA DERSE
ne bir dost kaldı şöyle dertleşecek
ne bir aşk kaldı yanıp tutuşacak
bu sessizlik biliyorum öldürecek
yaprak kımıldamaz mı gönülde
ne bir aşk kaldı yanıp tutuşacak
bu sessizlik biliyorum öldürecek
yaprak kımıldamaz mı gönülde
gördüğüm yollar karanlık
kalmadı kalbimde bir sıcaklık
şubat güneşi gibi teselliler
ölümün hissi biraz tanıdık
kalmadı kalbimde bir sıcaklık
şubat güneşi gibi teselliler
ölümün hissi biraz tanıdık
en yüksek tepelerden uçtu
anılar kadehlerde sarhoş oldu
gözlerime sis bulutu doldu
bu ne hal ağlıyor muyum ne
anılar kadehlerde sarhoş oldu
gözlerime sis bulutu doldu
bu ne hal ağlıyor muyum ne
herşey çok güzel olacaktı
olmadı
gönül bayram edecekti sevgiden
yaslara boğuldu
of çeksem dostlar yanımda olacaktı
kalmadı
iyi gün dostu işte
kötü günde miyim ne
çekilin önümden o gelen kim?
niye siyahtan da siyah?
elindeki ne?
olmadı
gönül bayram edecekti sevgiden
yaslara boğuldu
of çeksem dostlar yanımda olacaktı
kalmadı
iyi gün dostu işte
kötü günde miyim ne
çekilin önümden o gelen kim?
niye siyahtan da siyah?
elindeki ne?
GÖKHAN ÖZKAN
bir sen vardın bir sen en son kaybedeceğim şey
aşkındı kadehler değil kalbimde mey
ayaklarım basmazdı yere
görmezdi gözlerim başka hiçbir şey
aşkındı kadehler değil kalbimde mey
ayaklarım basmazdı yere
görmezdi gözlerim başka hiçbir şey
gülen yüzündü beni güçlü kılan
dalından kopası gelirdi güllerin
gözlerinden inci tanesi yaşlardan
yıkılmazdım acı fırtınalardan
dalından kopası gelirdi güllerin
gözlerinden inci tanesi yaşlardan
yıkılmazdım acı fırtınalardan
başımda duman duman dağlar gibi
ihanetin kalbimde hain bıçak gibi
bir rüzgar gibi gözlerin buz keserim
başım duman kalbim buz gibi
ihanetin kalbimde hain bıçak gibi
bir rüzgar gibi gözlerin buz keserim
başım duman kalbim buz gibi
ölmedim ölmem de bundan sonra
katlandım ben hep onca acıya
ben başım dik gezerim artık
boynuna ihaneti taktıktan sonra
katlandım ben hep onca acıya
ben başım dik gezerim artık
boynuna ihaneti taktıktan sonra
biliyorum günahın en büyüğü şimdi benim
varsın da helak olsun ömrüm benim
allah yolunu açık etmesin
rabbim ölüm haberini versin tez zamanda
gecem de gündüzüm de bedduamsın benim
kalbimdeki beyaz değil kirli çiçeğim...
varsın da helak olsun ömrüm benim
allah yolunu açık etmesin
rabbim ölüm haberini versin tez zamanda
gecem de gündüzüm de bedduamsın benim
kalbimdeki beyaz değil kirli çiçeğim...
GÖKHAN ÖZKAN
GÜLÜM
gülüm dalından koparamadım
saramadı onu ellerim
kanattı dikenleri ellerim
gülüm hep uzaktan sevdim
hani sabaha çiğ düşer yaprağa
gözyaşlarım yaprağına düştü
buğuluydu onun gül teni
boynu büküktü gün batarken
karanlıkta sakladı hep gözyaşlarını
başka bir şey görmezdi gözlerim
dalından alamazdı onu ellerim
sarmak istedi onu ellerim
ellerimi kanattı dikenler
kanatan ellerimi o değildi
içimdeki dikenler kanattı yüreğimi
sonra sarıldı birden ellerim dallarına
bir acıyla haykırdım sonra
kaldım öylece
ne o dalından kopabildi
ne ben onu bırakabildim
vazgeçemedim
kanayan kalbimin acısıya sardım
sarıldıkça bağlandım ona
aşık olum ben bu aşka
saramadı onu ellerim
kanattı dikenleri ellerim
gülüm hep uzaktan sevdim
hani sabaha çiğ düşer yaprağa
gözyaşlarım yaprağına düştü
buğuluydu onun gül teni
boynu büküktü gün batarken
karanlıkta sakladı hep gözyaşlarını
başka bir şey görmezdi gözlerim
dalından alamazdı onu ellerim
sarmak istedi onu ellerim
ellerimi kanattı dikenler
kanatan ellerimi o değildi
içimdeki dikenler kanattı yüreğimi
sonra sarıldı birden ellerim dallarına
bir acıyla haykırdım sonra
kaldım öylece
ne o dalından kopabildi
ne ben onu bırakabildim
vazgeçemedim
kanayan kalbimin acısıya sardım
sarıldıkça bağlandım ona
aşık olum ben bu aşka
GÖKHAN ÖZKAN
HAYAL KIRIKLIKLARI
Her masal gibi bu da sonbahara kaldı...
Düşen her yaprakta adı saklı
Oda kendini rüzgarlara bıraktı
Onun adı yalnızca hayalde kaldı
Düşen her yaprakta adı saklı
Oda kendini rüzgarlara bıraktı
Onun adı yalnızca hayalde kaldı
Sanma ki dost bir hayale daldım
Bir rüyaymış gerçek sandım
Gel demedim git de demedim
Gönül kapıları mı hep açık bıraktım
Bir rüyaymış gerçek sandım
Gel demedim git de demedim
Gönül kapıları mı hep açık bıraktım
Yüzüm de bir gülümseme bıraktı
Kalbimi umut tohumları bıraktı
Sandım ki yeşerecek bir gün
Talan oldu gönlüm kurudu toprağı
Kalbimi umut tohumları bıraktı
Sandım ki yeşerecek bir gün
Talan oldu gönlüm kurudu toprağı
Hangi zavallı kalbi ağlatmıştır
Ona da hangi umutları bırakmıştır
Belki de şimdi bir yuvası vardır
Kimbilir belki de hala yalnızdır...
Ona da hangi umutları bırakmıştır
Belki de şimdi bir yuvası vardır
Kimbilir belki de hala yalnızdır...
Gel diyemez dilim arar gönlüm
Bomboş bakıyor şimdi iki gözüm
Tebessim dolu buruk bir yüzüm
Bir yemin verdim yıllar önce
Ondan başkası olmayacaktır son sözüm....
Bomboş bakıyor şimdi iki gözüm
Tebessim dolu buruk bir yüzüm
Bir yemin verdim yıllar önce
Ondan başkası olmayacaktır son sözüm....
Gökhan ÖZKAN & Tayfun ÖZKAN
ellerimi semaya açarım
günlerce dualar ederim
dilim bir yar olsun dedikçe
nutku tutulur ağlar yüreğim
kanar dilim kanar bu dilim
dudaklarımdan dökülür
nefesi kesilir yüreğimin
susar tüm benliğim
biter isyankar kelimelerim
günlerce dualar ederim
dilim bir yar olsun dedikçe
nutku tutulur ağlar yüreğim
kanar dilim kanar bu dilim
dudaklarımdan dökülür
nefesi kesilir yüreğimin
susar tüm benliğim
biter isyankar kelimelerim
ben hergün dularda
her sabah ezanında
uykusuz ellerim semada
hep o gelmeyecek sevgiliyi
olmayan sevgiliyi beklerim...
her sabah ezanında
uykusuz ellerim semada
hep o gelmeyecek sevgiliyi
olmayan sevgiliyi beklerim...
GÖKHAN ÖZKAN
HAYAL KIRIKLIKLARI
Edebiyatımızda ilkler
İlk yerli tiyatro eseri: Şinasi – Şair Evlenmesi (1895)
HAYAL KIRIKLIKLARI
Her masal gibi bu da sonbahara kaldı...
Düşen her yaprakta adı saklı
Oda kendini rüzgarlara bıraktı
Onun adı yalnızca hayalde kaldı
Düşen her yaprakta adı saklı
Oda kendini rüzgarlara bıraktı
Onun adı yalnızca hayalde kaldı
Sanma ki dost bir hayale daldım
Bir rüyaymış gerçek sandım
Gel demedim git de demedim
Gönül kapıları mı hep açık bıraktım
Bir rüyaymış gerçek sandım
Gel demedim git de demedim
Gönül kapıları mı hep açık bıraktım
Yüzüm de bir gülümseme bıraktı
Kalbimi umut tohumları bıraktı
Sandım ki yeşerecek bir gün
Talan oldu gönlüm kurudu toprağı
Kalbimi umut tohumları bıraktı
Sandım ki yeşerecek bir gün
Talan oldu gönlüm kurudu toprağı
Hangi zavallı kalbi ağlatmıştır
Ona da hangi umutları bırakmıştır
Belki de şimdi bir yuvası vardır
Kimbilir belki de hala yalnızdır...
Ona da hangi umutları bırakmıştır
Belki de şimdi bir yuvası vardır
Kimbilir belki de hala yalnızdır...
Gel diyemez dilim arar gönlüm
Bomboş bakıyor şimdi iki gözüm
Tebessim dolu buruk bir yüzüm
Bir yemin verdim yıllar önce
Ondan başkası olmayacaktır son sözüm....
Bomboş bakıyor şimdi iki gözüm
Tebessim dolu buruk bir yüzüm
Bir yemin verdim yıllar önce
Ondan başkası olmayacaktır son sözüm....
Gökhan Özkan & Tayfun Özkan
İlk yerli tiyatro eseri: Şinasi – Şair Evlenmesi (1895)
Ø İlk yerli roman: Şemsettin Sami – Taaşşuk-u Talat ve Fıtnat
Ø Batılı anlamda yazılan ilk roman: Halit Ziya Uşaklıgil – Mai ve Siyah
Ø İlk çeviri roman: Y. Kamil Paşa – Fenelon’dan Telemak (1859)
Ø İlk köylü romanı: Nabizade Nazım - Karabibik
Ø İlk natüralist eser: Nabizade Nazım - Zehra
Ø İlk realist roman: R. Mahmut Ekrem – Araba Sevdası
Ø İlk kölelik ve cariyelik temasını işleyen roman: Samipaşazade Sezai –Sergüzeşt
Ø İlk resmi Türkçe gazete: Takvim-i Vakayi (1831)
Ø İlk yarı resmi gazete: Ceride-i Havadis (1840)
Ø İlk Özel Gazete: Tercüman-ı Ahval – Şinasi-Agah Efendi (1860)
Ø İlk Makale: Şinasi – Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Ø İlk tarihi roman: Namık Kemal – Cezmi
Ø İlk pastoral şiir: A. Hamit Tarhan - Sahra
Ø İlk şiir çevirisi yapan, ilk makaleyi yazan ve noktalama işaretlerini ilk kez kullanan, ilk Türk Gazeteci: Şinasi
Ø Aruzla yazılan ilk manzum tiyatro eseri: Abdülhak Hamit - Eşber
Ø Heceyle yazılan ilk manzum tiyatro eseri: Yusuf Ziya Ortaç – Binnaz (1919)
Ø İlk bibliyografya: Katip Çelebi – Keşfü’z-Zünun
Ø İlk hatıra kitabi: Babürşah - Babürname
Ø İlk hamse yazarı: Ali Şir Nevai
Ø İlk tezkire: Ali Şir Nevai – Mecalisü’n-Nefais
Ø İlk antoloji: Ziya Paşa - Harabat
Ø İlk atasözleri kitabı: Şinasi – Durub-ı Emsal-i Osmaniye
Ø İlk mizah dergisi: Teodor Kasap - Diyojen
Ø İlk hikaye kitabı: Ahmet Mithat Efendi – Letaif-i Rivayet
Ø Basılan ilk küçük hikaye kitabı: Samipşazade Sezai – Küçük Şeyler
Ø İlk fıkra (köşe yazısı) yazarı: Ahmet Rasim
Ø İlk fıkra (köşe yazısı) yazarı: Ahmet Rasim
Ø Bilinen ilk Türk yazar: Yolluğ Tigin (Göktürk Kitabelerini yazmıştır.)
Ø Türkçe yazılan ilk kitap: Kutadgu Bilig
Ø İlk Siyasetname: Kutadgu Bilig
Ø İlk Türkçe Mesnevi: Kutadgu Bilig
Ø Şiirde ilk defa Türk kelimesini kullanan: Mehmet Emin Yurdakul
Ø İlk Türkçe Sözlük: Divan-ı Lügati’t-Türk
Ø Edebiyatımızda sahnelenen ilk tiyatro eseri: Namık Kemal – Vatan Yahut Silistre
Ø Kurtuluş Mücadelesini işleyen ilk roman: Halide Edip Adıvar – Ateşten Gömlek
Ø Hikayeciliğimizi İstanbul’dan Anadolu’ya taşıyan: Refik Halit Karay – Memleket ve Gurbet Hikayeleri
Ø Edebiyatımızdaki ilk eleştiri: Namık Kemal – Tahrib-i Harabat (Ziya Paşa’nın Harabat adlı eseri eleştirilmiştir.)






Yorumlar
Yorum Gönder